Birisinin bizden hoşlandığının doğal neticelerinden en belirgini, bizim onun en iyisi olduğunu düşünmemizi istemesidir. Hoşlanan kişi erkek ya da kadın olsun "ben olduğumdan daha fazlayım" veya "işte buyum" dercesine vücudu normalden daha fazla kasarak yürüme, göğsünü dışarı çıkarmak veya konuşurken ellerini beline koymak gibi belirtileri gösterebilir. Bu ilkel davranışlara ek olarak sizin etrafınızda kendi arkadaşlarını bile alt etmeye çalışabilir. Örneğin, iç güdüsel olarak diğer insanların görüş açılarını bloke edebilecek şekilde hoşlandığı kişinin önüne geçmek ya da anlatılan bir olaya karşılık kendi başından geçen daha ilginç bir olayı anlatarak ön plana çıkmaya çalışabilir.
Eğer bir grupta komik bir olay veya ilginç bir hikaye anlattıktan sonra herkes tepki vermeden önce ilk size bakıyorsa ve kulağı sizdeyse bu anlattığı hikayenin veya olayın asıl amacının sizi etkilemek olduğu anlamına gelir. Birebir konuşmalarınızda ise sizin de dahil olabileceğiniz bir gelecekten bahsedip bahsetmediğine dikkat edin. "Ben de orada yaşıyorum ne tesadüf" gibi cümlelerle evinin veya iş yerinin size yakın olduğunu dile getiriyorsa, "görüşme ihtimaliniz çok yüksek, bir gün beraber çay, kahve içebiliriz" demek istiyor olabilir. Ayrıca antropolog'lara göre insanlar, dinleme esnasında ilgi duydukları birisi bir şey anlatıyorken kaşlarını hafifçe yukarı doğru kaldırırlar. Bu olay beyin böyle çalıştığı için karşılaştığı duruma daha iyi odaklanmaya çalıştığını gösteriyor olabilir.
İnsanlar konuşurken gözlerini veya kafalarını sağ yukarıya kaldırdıklarında bu onların hafızalarına eski bir bilgiyi geri çağırmaya çalıştıklarını gösterir. Eğer karşınızdaki kişi sol yukarıya doğru bakıyorsa beyninin yaratıcılıkla sorumlu olduğu bölümü kullandığını gösterir ve bu onun bir hikaye uydurmaya çalıştığı anlamına gelebilir. Diğer bir deyişle sizi etkilemek için yalan söyleme gereksinimi duyuyor olabilir. Beyinsel faktörlerden dolayı karşınızdaki kişi duygusal coşku yaşıyorsa göz kırpış hızını arttırır ve merkezi sinir sisteminin uyarılması ile istemsiz visseral kasları gözlerimizi normalden daha büyük bir hale getirir. Bunlarla birlikte tesadüfen göz göze gelme durumunun ve süresinin artması belli etmeden bakmaya çalıştığı anlamına gelebilir. Ortalama bir göz kontağı süresi 3 saniye civarında iken bundan daha uzun süreli bakışlar dikkat çekmeye yöneliktir ve bir anlam ifade eder.
İnsanlar hoşlandıkları kişi etrafta ise onlara odaklı bir oturuş pozisyonu sergilerler. Başka biriyle konuşuyorken bile omuzlarının size dönük olması ya da yanınızda bacak bacak üstüne atıyorsa üstte kalan bacağının size dönük olması bu duruma örnek olabilir. İlgilenmiyorsa ayak uçları çıkış kapısının yönüne doğrudur. Ayak baş parmakları birbirine bakacak şekilde içine kapanık oturmak ise kendini özgüvensiz ve rahatsız hissettiği anlamına gelir. Saçlarla oynamak gibi klişe belirtilerin ötesinde bilim adamlarının yorumu ise hoşlandığı kişi karşısında teslimiyet ve savunmasızlık göstermelidir. Örneğin; bir kadın hoşlandığı kişi karşısında uzun kollu kazağının kollarını dirseğine kadar sıvayıp, kolunun iç kısmındaki yumuşak ve narin cildi göstermek gibi bir davranış sergileyebilir.
Endişe Belirtileri
Yumrukları ovalamak veya sıkmak kişilerin aksi olan işlerinde mücadele ve kavga öncesi yaptığı bilinçsiz bir hazırlıktır. Bu davranışları gözlemlediğinizde onun sizin karşınızda gergin bir mücadele verdiğini çıkartabilirsiniz. Gerginlik pozitif bir işaretttir, çünkü; insanlar hoşlandıkları kişi karşısındayken hata yapıp veya pot kırıp her şeyi mahvetmekten korktukları için sıkı ve gergin olurlar. Yalan söyleyen insanlar gerçeği gün yüzüne çıkarma korkusu ile otururken ellerini bacaklarının altına alarak üstüne otururlar. Kişiler bununla beraber korku kavramının yol açtığı üzere bilinçsiz ve istemsiz bir şekilde kendi vücutlarına dokunup vücudunun hassas noktalarını kapatmaya başlar. Bu nedenle konuşma esnasında elleri sık sık kendini koruma güdüsü nedeniyle karınlarına ve vücutlarınının en hassas yeri olan boyunlarına gider.
İnsanlar kendilerine benzeyen diğer insanları çekici bulur, bu yüzden sizin yaptığınızı tekrarlayarak size benzediklerini belli etmeye çalışır. Bazen ise bunu farkında olmadan yaparlar. Mesela elinizi masanın üstüne koyduğunuz zaman o da elini masann üstüne koyar ya da eğer beraber yürüyorsanız onun yürüyüşündeki adım önceliğinin sizinkiyle farkına varmadan eşlediğini görebilirsiniz. Bu aynı adımı atma veya ritim değişikliği sizinle beraberken değil bir koridor da veya yolda karşı karşıya yürürken de gerçekleşebilir. Bu durumun arkasında ki teori insan beynindeki ayna nöronlarının kişiyi ilgi duyduğu kişiye uyum sağlamasın sürüklemesine dayanır.
Ufak Dokunuşlar & Dokunmalar
Hoşlanan kişi her zaman dokunma eylemindedir. Sohbet arasında veya bir şey gösterirken kolunu omzunuza atabilir veya elinize dokunabilirler. Bu dokunuşlar genellikle ürkek veya kısa sürelidir. Genelde insanlar birbiriyle konuşurken arasında olması gereken mesafe en az 50 cm'dir. Sadece özel insanları bu mesafenin içine alırız. Karşı cins istemsizce boynunu eğerek size daha yakın durmaya çalışıyorsa ya da yine yakınlık için aranızda bulunan ve bilinç altında engel olarak gördüğü bardak, gazete ya da yastık gibi objeleri istemsizce kaldırıp başka bir yere koyarak aranızda ki engelleri azaltmaya çalışıyorsa aklında size karşı bir şeyler var olabilir.
Çevre'nin Tepkileri ve Arkadaş Çevresi
İnsanlar hoşlandıkları kişi hakkında arkadaşlarına bahsetmeyi severler. O, onun arkadaşları ve siz aynı ortamda iken dikkatinizi arkadaşlarına verir ve arkadaşlarının ona karşı baktığını, gülümsediğini veya iğneleme yaptığını görürseniz ve onun size ne yapacağını görme konusunda arkadaşlarının heyecanlandığını farkedersiniz. Bu durum onun sizden hoşlandığını arkadaşlarına daha önceden anlatmış olduğunu gösterebilir.Fırsat bu Fırsat!
Çoğu insan yakınlaşmayı istese de ilk adımı karşı taraftan bekler ve yakın durarak bunu onlar için kolaylaştırmaya çalışır. Belki direk sizin karşınızda dikilmez ama size yakın ortamlarda bulunabilir. Gittiğimiz mekanlarda sürekli onunla karşılaşıyorsak belki bu bir tesadüf değildir. En ufak bir iletişim şansını kaçırmamak için daima yörüngenizdedir ve ulaşılamaz durumuna düşmek istemezler. Bunu onun ulaşılabilirliğini her an mümkün olup olmadığını kendinize sorarak anlayabilirsiniz. Eğer size karşı bir ilgisi varsa her zaman açık bir kapı bırakır.
Eğer birisi sizinle konuşurken sırf muhabbet olsun diye bir önceki konuşmanızdaki detayları dile getiriyorsa, cevabını bildiği soruları soruyorsa, şakalarınıza komik olmasa bile kıkırdayarak gülüyorsa veya aileniz, arkadaşlarınızdan bahsetmek istiyorsa, kısacası size dair her şeyi bilmek istiyorsa bu durum onun sizden hoşlandığını gösterir. Fakat bu davranışları ters olup göstermeyen iki tip insan vardır. Aşırı baskın insan sizinle konuşmak hoşuna gittiği için her dediğinize muhalefet eder -gereksiz eleştiri gizli hayranlıktır-. Aşırı utangaç insan tipi ise her gördüğüne ilgi gösterirken hoşlandığının anlaşılmaması için size karşı ilgi göstemekten kaçınır. Freud "Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır." demiştir. Dikkat edilmesi gereken en püf nokta onun diğer insanlar varken sizinle olduğu gibi olumlu ya da olumsuz aynı tepkileri verip vermediğidir. Eğer size herkes gibi davranıyorsa sizi arkadaşınız olarak görüyordur. Sizinle başbaşayken giyim, saç ve makyaj tarzı normalden özenli ise bir ışık vardır.
Hiç yorum yok: